Çocuklar ve Paylaşım Duygusu Bebek hareketlilik kazanıp annenin kucağından indiğinde, ‘anneden ayrı’ bir benlik kurmaya başlar artık. Emeklemeye ve yürümeye başlamakla birlikte kendini ve çevreyi daha iyi keşfetme fırsatını yakalar. Kendini keşfederken, kendini ve kendine ait olanları tanımlama ihtiyacı içindedir. “Ben” ve “benim” kelimeleri yavaş yavaş en sık kullandığı kelimeler olmaya başlar. Yürüme becerisinin gelişmesiyle birlikte, dünyayı keşfi kendi kontrolüne girer. Çevre, ulaşılacak noktalar ve incelenecek nesnelerle doludur. Geliştirmekte olduğu kontrol duygusunu nesnelere karşı da kullanmaya başlar. Açıkça kendine ait olan nesnelerin ötesine geçip, ulaşabildiği her nesneye “benim” demeye başlar. Bu dönem çocuklarının en temel bilişsel gelişim özelliği ben-merkezcil düşünmedir. Dünya hakkındaki kısıtlı bilgileri, yeni tanımlamaya başladıkları ”ben” çevresinde gelişmektedir çünkü. Bu nedenlerle, 2-3 yaş anne-babalarının en yaygın şikayetleri arsındadır çocuklarının ...
MONTESSORI 1900’lerin başlarında Roma’da Maria Montessori tarafından geliştirilen Montessori eğitiminin merkezinde çocuk vardır ve öğretmen çevreyi hazırlamak ve çocuğun çevresi ile etkileşime geçmesinden sorumludur. Akademik gelişimi desteklemekle birlikte, çocukların kendilerine özgü birey olduklarına ve kendi kapasiteleri doğrultusunda öğrendiklerine de odaklanmaktadır. Ayrıca, özgüven, inisiyatif, konsantrasyon, düzenlilik, ne istediğini bilme, bağımsızlık, başkalarına olan saygıyı geliştirme bu yaklaşımı nitelemektedir. Farklı yaş gruplarındaki çocukların aynı sınıflarda eğitim görmesine imkân veren yaklaşımın amacı, büyük yaş çocukların daha küçük yaş çocuklar için rol model olması; büyük yaş çocuklar için de yardımlaşma ve özgüveninin desteklenmesidir. Montessori okullarında kullanılan oyuncaklar da sahip olduğu niteliklerle farklılıklar gösterir. Çocukların farklı duyu organları ile oyuncakları keşfetmeleri sağlayacak özgür bir ortam oluşturulur....